confessions

borcu71

- Yazar -

  1. toplam entry 19
  2. takipçi 1
  3. puan 3227

ösym

borcu71
fahiş sınav ücreti artışlarıyla toplumu zor durumda bırakan kurum.
örneğin kpss her oturumu 60 TL
minimum 8 oturumdan 480 TL
ALES bile olmuş 90 TL
Benzine bile bu kadar zam gelmedi son dönemlerde

tek başına tatile çıkmak

borcu71
yıllardır gerçekleştirdiğim eylem. araçlara çadır, uyku tulumu ve sair edevat yüklenerek önceden çizilmiş bir rota çerçevesinde görgü, kültür ve gastronomik bilgi seviyelerini yükseltmek için yola çıkılır. bazı yerlerde güzel otellerde bazı yerlerde kamping alanlarında kalınarak sosyalleşme ihtiyacı giderilirken aynı zamanda yeni tanışılan kişilerin de tecrübelerinden faydalanılarak rota genişletilir. köy ve kasaba kahvelerinde takılınarak o yörenin sosyal, kültürel ve sair görüşleri hakkında bilgi edinilir. güzergah üzerindeki yerlerin meşhur ürünlerinden edinilir ve tatil dönüşünde sanki başka bir alemden geliyormuş gibi bir hissiyatın etkisinde bir sene yetecek kadar zindelik ve iç huzuru depo edilip sıkıcı, monoton ve bayıcı iş hayatına kalındığı yerden devam edilir.

evrenos bey

borcu71
evrenos bey, osmanlı devleti'nin balkanlara geçiş ve yerleşme sürecinde rol oynayan en önemli uc beylerinden biridir ve evrenosoğulları'nın atasıdır. orhan bey döneminde süleyman paşa ve ardından, ı. murad, yıldırım bayezid ve ı. mehmed dönemlerinde faaliyetlerde bulunmuştur. günümüzde yunanistan sınırları içinde bulunan gümülcine, serez, selanik ve yenice-i vardar gibi önemli şehirlerde vakıflar kurmuş ve özellikle türbesinin de bulunduğu yenice-i vardar ailenin merkezi haline gelmiştir

daha fazla bilgi için:
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18/1627/17448.pdf

sepetçioğlu

borcu71
sepetçioğlu:

türküsü bir hikâyeyle başlar: "sepetçioğlu, bir ananın kuzusu..." fakirdi, ama çok yakışıklıydı. osman efe! sepet örerdi. zile'den zengin bir ağa geldi, sepetçioğlu'na sataştı. bir gün kapıştılar. zilelinin elinde bir gümüş kalkan, osman efe'nin elinde de bir sepet vardı. sepetçioğlu, zileliyi öldürüp dağa çıktı. "eğil dağlar eğil, osman efem geliyor..." osman efe, bu oyunu ilk defa hükümet kuvvetleri tarafından kuşatılınca oynamış!

ısparta yöresinde bile gün gören sepetçioğlu oyunu tartım (ritim) ve tavırlar bakımından, hem de havasının çığırı itibariyle zeybek oyununun kastamonu yukarılarında merkezleşmiş bir çeşididir, türkülüdür.

sepetçioğlu, iki asra yakın m'zisiyle asıl kastamonu havalisinde oynanır. çankırı, çorum, sinop, bolu, zonguldak, kırşehir gibi kastamonu'yla hududu bulunan veya yakın illerin nice yerlerinde de yürütülmüş olmakla beraber, oyunun esas şeklinin kastamonu'da kaldığı kabul ediliyor. figür ve tavırları orada aslına uygun kalabilmiştir. ora efeliğinde meşhur "perde" denilen eğlencelerde avratlarla (kadınlarla) oynanıldığı için aydın zümrenin iltifatını kazanamamıştı. otuz yıl kadar oluyor. bazı muallimler (öğretmenler) onu, aydınların müsamerelerine de alarak zeybek ile eşit haklara sahip kılmaya çalışmışlardı. bunların başında öğretmen tal't mümtaz'ın (yaman) adı gelir ki, bizzat başarıyla oynuyordu. esas tipini aynen yaşatmaya çalışıyordu. kastamonu ve istanbul'un türk ocaklarında keza tanıtmaya gayret etmişti. o yıllarda müheykel (heykel gibi) bir genç ve henüz talebeydi (öğrenciydi).

sepetçioğlu, çevik bir oyundur. her türlü sazla oynanır. biri kadın diğeri erkek çiftlerden karşılıklı 4 veya 6 kişilik beraberliklerce yürütülür. iki kişi oynarken çiftler hiç değişmezler. oyunu erkek idare eder. dönme, yürüme ve diz çökmelerde kadın icabına göre yüksek veya alçak sesle erkeğin vereceği komutlarla davranmak zorundadır.

erkek ve kadının oyundaki yürüyüş, dönüş ve diz çöküş hareketlerinin yönleri aksi taraflaradır. biri sağa yürürken, öbürü sol yana gider. biri sağ yanda sağ ayağıyla diz çökerken, öteki solda ve sol ayağı üzerine çöker. oyuna başlanırken sözlerin şu ilk mısraları söylenir:

sepetçioğlu bir ananın, bir babanın kuzusu
hiç gitmeyor yüreğimden efem de sızısı, yandım!

ilk mısra uzunca sürdüğünden, erkek kollarını göğüsleri hiz'sına kaldırıp ellerini birbiri arasından geçirerek döndürür. o sırada kadın hem sözleri terennüm eder (söyler), hem de bütün vücuduyla titrer. bu bittikten sonra saz, ara nağmeye geçer. çok kıvrak bir nakarattır. oyun asıl kuvvetini bunlardan almaktadır.

ilk figür her iki tarafın oldukları yerde bazı vücut hareketleri göstermeleriyle geçer.

ikinci figür hem sağa, hem sola yürüyüştür.

üçüncü figür; yerinde hafif sıçramalar dönmeler ve nihayet diz çökmeler halinde geçip, bunları ayak değiştirmeler takip eder. sonra da yeniden öbür mısraların oyunları başlar ki, öncekilerin aynıdır ve oyun böylelikle son bulmuş olur.

dört kişiyle oynanılışında bir kadın - bir erkek ve bir kadın - bir erkek karşılıklı geçerler. oyunun komutacısı yine içlerinden bir erkek olur. oyuncuların çöker ve dönerken ayak ve ellerinden çıkardıkları sesler pek hoş olur.

sepetçioğlu, kastamonu'nun iki asır kadar evvelki giyimiyle oynanılmaktadır. erkek kıyafeti şudur: ceket, yerine çuhadan bir "marka" veya "cepken" giyilir. marka, kalça hiz'sına kadar iner, ön tarafı açıktır. ayrıca yelesi yoktur. kolları dirseğe gelen kısmı, yenler, yan taraflar, etek güzel ve gir'nbah' (değerli, pahalı) kaytanlarla işlidir. pantolon yerine "zıbka" vardır ve dar bacaklıdır. kürek hiz'larına gelen kısım fazlasıyla bol, fakat ön ve arka tarafa toplanık bulunduğundan yanları da o nispette vücuda yapışıktır. ön ve arkada toplu kalan kısım yine güzel kaytanlarla çizgilendirilmiştir. pantolonların ön ve arka taraflarındaki örtü yerlerinde de paçalara kadar inen kaytanlar vardır. zıbkanın üst kısmında bele tosya işi büyük ve kalın kuşaklar sarılır. onun üstünde, para cüzdanı gibi meşinden sekiz on gözlü bir silâhlık ve bunun arasında bir saldırma (bıçak çeşidi) olur. başta, o zamana göre sivri bir al börk, üstünde "çökü" bulunur. mintanın yakası dik olup, kolları markanın kolundan sarkar, bileklere yapışıktır. bu da (mintan) kastamonu alacasından yapılmadır. ayakta "harpuç" yemeni bulunur.

kadın giyimi erkekten farklıdır. kastamonu kadınlarında şalvar giyilmesi âdet değildir. "uzun etek" ve "üç saçaklı" t'bir edilen ağır halep kumaşlarından yapılma ipek elbise giyerler. başta, dört santim eninde ve üzeri altınlarla kaplı bir kızıl börk (fes), onunda arkasında 30 cm. uzunluğunda ve kutru (çapı) 5 cm. kalınlığında püskül vardır. onun üstünde zülüfleri (saçları) kapatacak surette ve çevresi ipek oyalarla işli "mücessem" vardır. ayakta "yuvalı kundura" tabir edilen ayakkabının uzun topuklu ve sivri burunlu (bota benzeyen) etrafı l'stikli mest vardır. birlikte zıplanmalarda bu ayakkabı büyük rol oynar.

sepetçioğlu'nda sözler şöyledir:

sepetçioğlu, bir ananın bir babanın kuzusu
hiç gitmeyor yüreğimden efem de sızısı

tıra la lam... (aranağme)

böyle imiş alnımızın yazısı
yasıl dağlar yasıl, osman efem de geliyor, yandım...

tıra la lam...

kalk gidelim kışla önü'ne ayağı
salıvermiş ince belden efem de kuşağı, yandım...

tıra la lam...

ne yama olur kastamonu uşağı
yasıl dağlar yasıl, osman efem de geliyor, yandım...

tıra la lam...

sepetçioğlu oyunu, mevkiin (yörenin) o zamanki samimî duygulanışına tercüman olmuş görünüyor. kastamonu'nun ayrıca dere bekleyen, çırdak ve genç osman oyunlarının aynı anlayışla yürütülüşü de, sepetçioğlu'nu canlandırıştaki başarıdan aşağı kalmaz. adı geçen oyunlar o yörede fazlasıyla gün görmüşlerdir. (ilgi, iltifat görmüşlerdir)
http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/TR,79646/sepetcioglu.html

polis özel harekat

borcu71
yetiştirdiği genç polislerin ölümlerine dayanamayarak gönüllü olarak güney doğuya giden, neredeyse tüm şehirlerdeki operasyonlara katılan, bir çatışma sırasında ayak parmaklarının kopmasına rağmen doktor tarafından kendisine verilen raporu yırtarak 3 saat sonra yeniden operasyonlara katılan, şehit olan amirinin cesedini alabilmek için çatışmaya dalan ve bu arada açılan ateş sonucu sığındığı harabeye dönmüş evde tuzaklanan uzaktan kumandalı bombayı fark edip herkesi ortamdan çıkarttıktan sonra imha sırasında bombanın patlaması sonucu vücudundan sadece çelik yelek tarafından muhafaza edilen göğüs kısmı kalan ve cesedi ailesine ufak bir torba içinde teslim edilen vatanperver şehitlerin ve nice gazilerin bulunduğu, polis teşkilatına bağlı, daire olarak teşkilatlanmış bir asayiş birimi.

hindistanda kadın intiharları

borcu71
hindistan'da 1997 yılından bu yana her yıl 20 binden fazla kadın intihar ediyor. 2009'da sayı 25.092. nedeninin değişen beklentiler ve "lack of romantic relationship" olması romantizmin ne kadar önemli olduğunu ve romantik erkeklerin ne kadar değerli olduğunu göstermekte:)

dünyada aile yapısı büyük bir değişim ve insanlar da büyük bir psikolojik buhran geçirmekte.

daha fazla bilgi için:


http://www.bbc.com/news/world-asia-india-35994601

şah hatayi

borcu71
büyük hakan ve ulu halk ozanı.

hatayi mahlasıyla söylediği deyişleri ile dönem türkçesinin en güzel eserlerini vermiştir.
...
usul erkan bilmez nadan elinden
usul ağlar erkan ağlar yol ağlar
bülbülün figanı gonca gülünden
bülbül ağlar diken ağlar gül ağlar

kamil olanların bellidir yeri
aşk yoluna koydum can ile seri
hakk'ın didarını görelden beri
derya ağlar ırmak ağlar göl ağlar

haçan cüşa gelse akar bu seller
açılmış laleler kırmızı güller
çalkanır şahanlar dökülür teller
şahan ağlar pençe ağlar tel ağlar

iyi ile konuş olasın iyi
felek iyi bilir paşayı beyi
bu çarhın elinden el aman deyi
hünkar ağlar vezir ağlar kul ağlar

şah hatayi'm neler gelir dilimden
hakikat kuşağın çözme belinden
nice özün bilmez derviş elinden
hırka ağlar tülbent ağlar şal ağlar
...

hayatını değiştiren ve kendisini şiire vakfetmesine neden olan olay:

çaldıran savaşı

...ilk başta ı. selim, ovanın güneybatısındaki tepelerin ele geçirilmesini ve böylece ordunun, sırtını rahatça dağa verebilmesini emretti. bunun üzerine orhan bey'in komutasındaki çarhacılar, çok geçmeden bu tepeleri ele geçirdiler.

ı. selim, merkezi kumanda edecekti ve yanında kazasker, sadrazam hersekzade ahmed paşa, vüzeradan dükaginoğlu ahmed paşa ve mustafa paşa olacaktı. anadolu askerlerinden oluşan sağ cenaha anadolu beylerbeyi hadım sinan paşa ve karaman beylerbeyi zeynel paşa kumanda edecekti. rumeli askerlerinden oluşan sol cenaha ise rumeli beylerbeyi hasan paşa kumanda edecekti. anadolu ve rumeli azep askerleriyse ordunun en tehlikeli yerinde, topların önünde olacaktı. bu topların sayısı 500 kadardı ve en hakim tepelere yerleştirilmişlerdi. şah ismail'in ordusu ilk bakışta gizlenmiş olan topları fark edemeyecek, topların önünde bulunan azeplere yüklenecekti. o sırada azepler usta bir manevra ile topların önünü açacaklar ve safevi ordusunu ateş çemberine alacaklardı.

şah ismail ise, ordusunun sağ cenahına kendi, sol cenahına diyarbakır valisi ustacluoğlu mehmet han ve merkeze başveziri mir abdülbaki kumanda ediyordu. şah ismail, zırhlı süvarilerinin üstün gelmesi sonucu muhteşem bir zafer kazanmayı hesaplıyordu.

savaş başlayınca osmanlı askerleri, fitilli muske ya da gürleyen demirler dedikleri çok ağır tüfekleri ilk kez bu savaşta kullandılar. tüfeklerin ateşlenmesiyle safevi ordusunda gedikler açılmaya başladı. ordusunun bocaladığını gören şah ismail, kendi kumandasındaki sağ cenahla, osmanlı sol cenahına hücum etti. azepler, yavuz'un planını uygulamaya fırsat bulamadılar. vaktiyle kenara açılamadılar ve toplar ateşlenemedi. yorgun ve bitap rumeli askerleri, şah ismail'in zinde kuvvetleri karşısında yetersiz kaldı. şah ismail, o hız içinde rumeli beylerbeyi hasan paşa'yı öldürdü.

yavuz sultan selim, durumu fark etmekte gecikmedi. bir yandan topçularını harekete geçirirken öte yandan etrafındaki seçme yeniçerilerle şah ismail'in dönüş yolunu kesti. osmanlı ordusu'nun sol cenahı yok edilse de merkezi kumanda eden yavuz ve sağ cenahı kumanda hadım sinan paşa, ustaca manevralarla safevi ordusunu zor durumda bırakıyorlardı.

azepler, topların gerisine çekilmişler ve top atışı başlamıştı. safevi ordusunun sol cenah kumandanı ustacluoğlu mehmet han, askerlerini top ateşinin kucağına itti. "vurun ha!" narasıyla kendisi de ortaya fırladı. ancak bir osmanlı süvarisinin kargı darbesiyle atından devrildi ve öldü.

malkoçoğlu ali bey ve malkoçoğlu tur ali bey, yavuz'dan aldıkları emirle yanlarındaki askerlerle beraber şah ismail'in üstüne yürüdüler. ancak ikisi de hayatını kaybetti. yalnız malkoçoğlu ali bey, yavuz'un kendine hediye ettiği çift namlulu piştovuyla şah ismail'e ateş ederek onu kolundan ve baldırından yaraladı. bunun üzerine şah ismail'in seyisi atçeken hızır, malkoçoğlu'nun arkasına geçerek onu ödürdü.

savaş bir gün sürdü ve yenileceğini anlayan şah ismail, elinde kalan son kuvvetleri de osmanlı ordusunun üstüne gönderdi. daha sonra seyisi atçeken hızır'la kıyafetlerini ve atını değiştirerek firar etti. atçeken hızır, şah ismail'in kıyafetleri ve atıyla savaş meydanına gelerek "şah benim." diyerek bağırmaya başladı. osmanlılar tarafından esir alınan hızır, firar etti.

osmanlı ordusu, bu savaşta son teknolojiyi kullanmıştır ve büyük bir zafer elde etmiştir. savaşı kazanan ı. selim, osmanlı ordusu'nun başında 6 eylül 1514'te safevi devleti'nin başkenti olan tebriz'e girdi. ı. selim kışı burada geçirmek istiyordu, ama yorgunluktan dolayı osmanlı askerleri arasında huzursuzluk artınca ı. selim, istanbul'a geri dönerek ele geçirilen yerlerin bir bölümünü geri bırakmak zorunda kaldı.

safeviler, doğu anadolu hariç yitirdikleri toprakları savaşsız geri aldılar. zaten bu savaşın amacı toprak almak değil, safeviler ile osmanlılar arasındaki güç mücadelesinin bir sonuca vardırılmasıydı. savaşın sonunda doğu anadolu'daki aşiret ve beylikler osmanlı'ya bağlandıklarını bildirdi. gene bu savaşla beraber safeviler'in, mısır'daki müttefikleri olan memlûkler ile bağlantısı kesildi. bu da ı. selim'in mısır seferini kolaylaştırdı. ayrıca osmanlı devleti, ipek yolu'nun van-tebriz hattının denetimini ele geçirdi.
....
https://tr.wikipedia.org/wiki/Çaldıran_Muharebesi

japonya

borcu71
çin'in güneydoğu asya'daki gücünü kırmak için stratejik girişimlerini hızlandıran ülke.https://www.iseas.edu.sg/images/pdf/ISEAS_Perspective_2014_33.pdf yazıdan da görülebileceği gibi son yıllarda çin'e karşı diğer asya ülkelerine ve özellikle taylan'a yaptığı yatırımlar ile kendi blokunu yaratma çabalarını hızlandırmıştır.

son dönemlerde de filipinler ile ilişkilerini güçlendirme çabasındahttp://www.aljazeera.com/indepth/opinion/2016/04/japanese-assertiveness-asia-pacific-160405103357842.html

çin'i dizginleme çabalarında abd ile birlikte ne kadar başarılı olabileceklerin yaşayıp göreceğiz.

keskin

borcu71
havası sert,suyu berd, insanı mert olan, hacı taşan'ın memleketi.http://www.turkudostlari.net/search.asp?b=79&x=2 adresinden görülebileceği gibi, halk müziğinin en önemli merkezlerinden birisidir.

tarihi çeşnigir köprüsüne ev sahipliği yapmaktadır.https://geolocation.ws/v/P/90838046/enigir-kprs/en

Tavasını yemenizi tavsiye ederim.http://keskin-tavasi.tarifi.com.tr/znedirresimgoster.php?yazi=keskin-tavasi&resimid=2971

aldatmayan erkek

borcu71
zamanında çok hızlı yaşadığından cinsel doygunluğa ulaşmış olan erkek türüdür.
artık dinginlik ve sadakat duygularını yaşamak istiyordur.
onlardan da sıkılınca neler yapacağı bilinmemektedir.

telif hakkı

borcu71
prof. ernst hırsch tarafından hazırlanan 13/12/1951 tarih ve 7981 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5846 sayılı kanun kapsamında tanımlanan eser sahibinin ve bağlantılı hak sahipleri ile radyo ve televizyon yayıncılarının eser üzerindeki manevi ve mali haklarını kapsayacak şekilde kullanılan ve kanun metninde adı açıkça telaffuz edilmeyen, kullanımı daha çok 8 mayıs 1910 tarihinde yürürlüğe giren hakkı telif yasasından gelen hukuki bir alışkanlığa dayanan bir hakkı ifade etmektedir.
http://www.telifhaklari.gov.tr/ adresinden detaylı bilgi edinilebilir.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol