yetişkinlerin suratlarında aptal bi gülümsemeyle
-sen küçükken kaç yaşındaydın bakim? vb sorular sorarak zavallı yavrucakları dumura uğrattıkları, klişeleşmiş ve kaç nesildir bu vatan evlatlarına musallat olmuş gıcık sorular silsilesi..
canlı olarak izleme fırsatım olmuştu kendisini, şiir,hikaye ve fıkra muhteviyatlı hoş bi program olmuştu, üstelik program sonunda bi kafkas oynamıştı -(böyle mi ifade edilir bilemiyorum)- dibimiz düşmüştü..
x:kaç tane dua biliyosun?
y:eheeuueh 4 tane
x:hangileri peki?
y:üç kuluf bi elham eeheeuehe
gibi bi dialoğa mahal oluşturabilecek ibare.
y:eheeuueh 4 tane
x:hangileri peki?
y:üç kuluf bi elham eeheeuehe
gibi bi dialoğa mahal oluşturabilecek ibare.
birşey anlatırken iki kelimede bir "taam mı?" demeleri
kuzenimden.. o da radyo 7 den duymuş..
ingilizce-ingilizce sözlükte kelime anlamlarını çözmek için yine ingilizce-türkçe sözlüğe başvurmak gerekebiliyor, kelimeyi çözmek için başka kelimelerin anlamlarını da bulmak zorunda kalıyorsunuz, bi açıdan iyi ama bi süre sonra esprisi kalmıyor.
eşref-i mahlukat... yaratılmışların en şereflisi, en güzeli... ama tercihleri, düşünceleri, eylemleri itibariyle bu dereceyi kaybederek "esfele safilin" yani hayvandan daha aşağı olabilecek mahluk...
saçların malak yalamış gibi ıslatılıp ya da jölelenip,
-(eskiden ortadan ayrılır ya da yana yapıştırılırdı)- şimdiki ticky güruhunun imajına binaen dikleştirilmesi, bahusus erkek çocuklarda görülür.
-(eskiden ortadan ayrılır ya da yana yapıştırılırdı)- şimdiki ticky güruhunun imajına binaen dikleştirilmesi, bahusus erkek çocuklarda görülür.
zamanı korkutanlar mürteci diyor bana
yükseldik sanıyorlar alçaldıkça tabana
rivayet odur ki her yazar ve şaire bildiği kelime başına altın verilse en zengini n.fazıl olurmuş...
yükseldik sanıyorlar alçaldıkça tabana
rivayet odur ki her yazar ve şaire bildiği kelime başına altın verilse en zengini n.fazıl olurmuş...
türkçeyi etkili ve layikiyle kullanan, kelimelere hükmetmesini bilen, bir dizesinde binlerce manayı barındırabilen usta şair.. sultanüş şuara...
seni sevdim de noldu, turkcell efes zengin oldu..
yalnızlık paylaşılmaz
yalnızlık, yaşamda bir an,
hep yeniden başlayan...
dışından anlaşılmaz.
ya da kocaman bir yalan,
kovdukça kovalayan...
paylaşılmaz.
bir düşünde beni sana ayıran
yalnızlık
paylaşılsa yalnızlık olmaz.
özdemir asaf
yalnızlık, yaşamda bir an,
hep yeniden başlayan...
dışından anlaşılmaz.
ya da kocaman bir yalan,
kovdukça kovalayan...
paylaşılmaz.
bir düşünde beni sana ayıran
yalnızlık
paylaşılsa yalnızlık olmaz.
özdemir asaf
halihazırda yapmakta olduğum eylem.. önümde müsvedde kağıtlar, eski hesapları inceliyor gibi olmama alamet sayılabilmesi için her iki üç dk da bir programı açıp carileri kontrol ediyormuş gibi görünüyor olmaya çalışmak..
nasrettin hocaya sormuşlar, "hocam, tabutun sağında mı solunda mı, arkasında mı, neresinde dursak efdaldir? hoca cevap vermiş; "içinde olmayında neresinde olursanız olun."
isra, "gece yürüyüşü" demektir. bununla cenab-ı hakkın, kulu ve peygamberi hz. muhammed mustafa’ya, bir gece mekke’de bulunan mescid-i haram ka’be’den, kudüste bulunan mescid-i aksa’ya kadar lutfettiği yolculuk kastedilir.
bu büyük mucizeyi anlatan kur’an ayeti şöyledir:
"kulu muhammed (sav)’i bir gece mescid-i haram’dan, kendisine bir kısım ayetlerimizi göstermek için, çevresini mübarek kıldığımız mescid-i aksa’ya götüren allah her türlü noksanlardan beridir. şüphesiz ki o, her şeyi işiten ve her şeyi görendir." [isra suresi: 1]
bu büyük mucizeyi anlatan kur’an ayeti şöyledir:
"kulu muhammed (sav)’i bir gece mescid-i haram’dan, kendisine bir kısım ayetlerimizi göstermek için, çevresini mübarek kıldığımız mescid-i aksa’ya götüren allah her türlü noksanlardan beridir. şüphesiz ki o, her şeyi işiten ve her şeyi görendir." [isra suresi: 1]
sen giderken
sen giderken gözlerimin dolduğunu gördün mü
yüreğimin paramparça olduğunu gördün mü
sen giderken karanfiller sıralıydı, sıralıydı
içlerinden biri var ki benim gibi yaralıydı
sen giderken çiçeklerin solduğunu gördün mü
ellerimin saçlarımı yolduğunu gördün mü
sen giderken karanfiller sıralıydı, sıralıydı
içlerinden biri var ki benim gibi yaralıydı.
sen giderken bahar mıydı, nergiste çiçek var mıydı
iki nefes alıp vermek, yaşamak bu kadar mıydı
sen giderken karanfiller sıralıydı, sıralıydı
içlerinden biri var ki benim gibi yaralıydı
mustafa özarslandan dinlenilesi, dinledikçe kederlenilesi güzel bi şarkı..
sen giderken gözlerimin dolduğunu gördün mü
yüreğimin paramparça olduğunu gördün mü
sen giderken karanfiller sıralıydı, sıralıydı
içlerinden biri var ki benim gibi yaralıydı
sen giderken çiçeklerin solduğunu gördün mü
ellerimin saçlarımı yolduğunu gördün mü
sen giderken karanfiller sıralıydı, sıralıydı
içlerinden biri var ki benim gibi yaralıydı.
sen giderken bahar mıydı, nergiste çiçek var mıydı
iki nefes alıp vermek, yaşamak bu kadar mıydı
sen giderken karanfiller sıralıydı, sıralıydı
içlerinden biri var ki benim gibi yaralıydı
mustafa özarslandan dinlenilesi, dinledikçe kederlenilesi güzel bi şarkı..
mutlaka evlenin, eğer eşiniz (erkek yada kadın) iyi çıkarsa mutlu olursunuz. kötü çıkarsa filozof olursunuz” sözünü akla getiren eylem..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?