kırılan

goetica
atilla atalay ’ın menek$e istasyonu kitabında yer alan can acıtan hikayelerden biridir..


kirik kalpleri götürürsün pesinden,çocukken yarim biraktigin ekmekler gibi,ardinsira ko$arlar...

olmadik bir zamanda kendilerine dair $arkiyi kulagina fisildar her biri.duymam artik sanarsin,dudagin o bildik melodiye hüzünle e$lik ederken,sen içindeki bo$lugu bir ba$ka bo$luga savurup avunursun.kendi kirikligini bir baskasinin pe$ine takinca suskun ve çaresiz, belki,o zaman...

"büyürüm di mi,anlarim hanyayi konyayi.vay be derim,böyleyken böyleymi$ megersem.çok iyi ya.sen ayricaliklisin $imdi,ne güzel,tüm bunlari biliyorsun... birak,ben de kendi kendime ögreneyim. "

sana daha neler söyledim,daha nasil yaraladim, $imdi hatirlamiyorum,oysa kirici olmamak için muzo’dan dersler almi$tim."ben sana layik degilim" yollari yapicaktim."kafam kari$ik,kendim bile anlayamiyorum,ben galiba dengesiz birisiyim" filan diyecektim.final,"seni incitmek istemiyorum" cümlesi olacakti.daha nasil inciteceksem artık.öyle demi$tim.sen susup kalbini pe$ime taktin.ilk ardima baktigimda yok sanmi$tim...
yazdigin mektuplar,$iirlerin,anlamlar yükledigimiz deniz kabuklari,küçük ta$lar filan, alayina cindirella’nin gece tarifesini açtim. zaman dolmu$tu,her birinin tilsimi gitmi$ti, ta$,bildigin ta$;kabuk,cümle denizlerin,hatta okyanuslarin en siradan kabuguydu.her dalga getirip atardi onlardan insanin önüne.$iirlerin, geyik masalarina meze oldu...

utanmadim,"bunlari bana yazmi$ti" diye anlatip; üstüne en alçak rakilardan içtim.senden bana,"kendini dagitti" diye haberler getirdiler... dagilan bendim,anlayamadim;onlar hiç farketmediler...

bana "ay, kendimi taniyamiyorum" dedi."nasil bu kadar sogukkanli olabiliyorum,hayret bi$ey". daha fazla içmiyim diye bira bardaginin agzini kapatti."sen elinden geleni yaptin" diye sürdürdü."ben olsam,çok fena kirilir,bir daha beni aramazdim" dedi.belki kabus görüyorumdur, diye kalkip tuvalete gittim.bu kiz muzo’yu taniyor olamazdi.yoksa, muzo’nun "insan bitirme" teknikleri,üniversitelere seçmeli ders olarak konmu$tu da benim haberim mi yoktu? döndügümde,"bari sen söyle niye aniden sana kar$i bir$ey hissetmez oldum,oysa ili$kimiz daha yeni.neden acaba.ben öyle çok psikoloji kitabi okumadim" dedi.aklimdan, patlican sicaklari, habitat sonrasi dü$ülen kentsel ileti$im boslugu,güne$teki kara lekeler,ebabil ku$larinin ba$kentin çe$itli yerlerine yuva yapmaya ba$ladigi ve bunun bir kiyamet alameti olduğu gibi anlamsiz bir yigin neden söylemek geçti... gülerdim,gülerdi,ben ölürdüm...

"çok güzel $eyler ya$adik." dedi."adeta bir mucizeydi.öyle mutluydum ki,herkes bana bir tuhaf bakiyordu.dün,firuze’ye anlattim durumu, bittigine çok $a$irdi"...
yaa,demek çok $a$irdi firuze.sen de onunkine $a$irirsin vakti gelince.öyle geyikleyip gidersiniz hayat boyu,daha durun bakalim, birbirinize anlaticak kaç hikayeniz olacak.ben, konu mankeni olarak bulunuyorum zaten hayatinizda.firuze kim,bilmem etmem.ama muhtemelen bu olup biteni benden daha iyi anliyordur.sen konu$ firuze,ben de öyle çok psikoloji kitabi okumadim hayatta.nedir $imdi bu olup biten,ben neresine dü$üyorum?

$imdi,yüzünde,ayagina kizgin ütü dü$ürmüş gibi acili bir ifadeyle ayrilik replikleri attigi bu kafede ilk bulu$tugumuzda,"bana olan duygularini" anlatmi$ti... "emin misin?" diye sordum,ilkten,"insan ya$amda neden emin olabilir ki" anlaminda bir$eyler söyledikten sonra, "igrençsin" demi$ti,"neden durduk yere seni kirmak talebiyle ya$amina gireyim ki,nasil yani öyle anlik bir$ey,sen beni ne saniyorsun?" gözlerinden,inanmamam gerektigine dair $eyler okuyordum ama,galiba,yillar öncesinin laneti kalkanlarimi a$agiya çekiyordu.
belalara kari$ma,vurulup dü$me sirasi bana gelmi$ti.yildizsiz,hilâlli bir gecede bir tuhaf ses,israrla adimi okuyordu.

"biliyorum,benim ba$lattigim bu iliskide,yine ben daha mesafeli davranabilirdim.$imdi bu kadar kirilmazdin belki.ama bunu ben seçtim.o sirada içimden gerçekten öyle geliyordu"...
o konu$uyor,söz konusu kizgin ütüden benim ayaklarima da dü$üyor,bogazimda petrol yüklü tankerler ardi arkasina infilak ediyor,kilavuz kaptan içimden bir kaç sözcük geçirmeye çali$iyor,daha dudaklarima ula$madan kül olup gidiyorlar.oysa,"demek senin seçimin ha" demek istiyorum.
"ba$ka ho$ seçimlerin var mi peki? örnegin içi yavru dolu bir ku$ yuvasinin üstünde ziplamak ister misin?akvaryumda dola$an kirmizi baligi yutmak?oynarken,canini yakmak istedigin ba$ka bir canli türü var mi?"
birileri kafenin dekorlarini söküyor sanki,muzo ile firuze oyunu seyredip bitirmi$ler,yerler çekirdek kabuklari,frigo kagitlari, buru$turulmu$ sira numaralariyla dolu.perdeyi güveler yiyor.sigara benim,dekor degil,yanimda getirdim,garsona kaptirmayip cebime atiyorum."neyiniz vardi" diye soruyor garson, o,"ne istedigimi bilmiyorum" diyor, garson,"hangimiz biliyoruz ki" diye söyleniyor.ben konu$amiyorum ya garson oyun bitsin diye benim laflarimi da söylüyor.bir güve gelip,perdenin hepsini yiyip bitirdiklerini dolayisiyla bo$ yere perdenin inmesini beklememiz gerektigini anlatiyor...
ya da bana öyle geliyor...

arabadan inerken, "sen yine de beni tanidigin için o kadar mutsuz olma" diyor,peki, olmam.istedigimiz zaman birbirimizi arayabiliriz.hatir felan sormak için yani."iki medeni insan gibi"...
tabi,ben bir kertenkeleyim ya kopan kuyrugum yeniden çikinca ararim seni.korkma sen ama,aziz dostun,eski sevgilin kertenkele, kellesini vurup yerden yere, kendini dagitmaz.
"hadi,sen de kendine iyi bak.."

kapısı kapanınca,arabanin içindeki i$ik da söndü.$imdi her yer karanlik.o,apartmanin kapisina dogru ku$ gibi hafiflemi$ yürüyor. karanlikta,pe$inden piti piti kosan küçük bir seyi farketmiyor.belli ki henüz bilmiyor. oysa;
"kirik kalpleri götürürsün pe$inden.çocukken yarim biraktigin ekmekler gibi,ardinsira kosarlar."


neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol