doksanlı yıllarda çocukluğunu yaşamış şahsiyetler için mükemmel çocukluk maceralarından biridir bu, bakkala gözükmeden cips ellemek!
looney tunes tasolarının modası geçmiş, elimde kalmış bugs bunnyleri nereme sokacağımı düşünüyordum, şu tasolar tekrar gelse de kapışsak diye sürekli iç geçiriyordu bünyem, o sıra pokemon adlı çizgi filmde gösterime girmişti türk televizyonlarında, adeta bomba etkisi yaratmıştı çocuk beyinlerde, herkes pokemonu olsun diye yalvarıyordu tanrıya.
pokemon kartları türemişti akabinde, futbolcu kartlarından sonra daha bir renkli ve büyük gelmişti gözümüze, üstelik oynanan oyun daha zevkli oluyordu, baya biriktirmiştim bunlardan, ama sonuçta kağıt parçasıydı su gelse gidiyordu meretler, bize taso lazımdı.
ve beklenen gün gelmişti evet, pokemon tasoları resmen deprem etkisiyle mahalleyi sarsmıştı, bakkala ilk gelen cipsler 1 saat içerisinde tükenmiş gün içerisinde bütün marketlerden tekrar tekrar ürün siparişi alan frito lay firması beyin amcıklaması geçirmişti.
herkes ailesinden kopardığı para miktarında cips alıyor, cips içerisinde deli gibi taso arıyordu, aldığı cipsten taso çıkmayan çocuklar götünü eşek arısı sokmuş gibi kendini yerden yere atıyor, yaz sıcağında gözyaşları ile kapıların önlerini suluyor, adeta belediyenin yapmadığı sokak temizliğini kendileri yapıyorlardı.
o gün bende tam 7 paket cips almıştım ve elimde 4 adet taso vardı, öyle bir karizmam vardı ki, 4 tasolu çocuk diye nam salmıştım yedi mahalleye, öyle bir tasoydu ki bendekiler yoldan geçen kıza göstersem yatma teklifi alıyordum aniden...
lakin bu böyle gitmezdi, ayı şükrü 4 tasomu birden kökmüştü, ne yapacağımı şaşırmış aylak aylak evin yolunu tutmuş, yüzümü derin dekolteli yastığıma koymuş, gözyaşlarım ile süslüyordum.
ertesi gün babamdan yine harçlığımı almıştım, tam iki cips parası vardı elimde! ama babam tembihlemişti, o kadar çok cips yeme! diye. cipsi sikleyen var sanki gibi bir söz etmemiştim ama o manada bakışlar atmıştım babama, babam işin yolunu tutar tutmaz yancı adem ve deli eyüpü dışarı çağırdım, maksadımız babamızdan aldığımız paraları en iyi şekilde değerlendirmekti, boş cipse verecek paramız yoktu!
hemen plan kurduk, biz üçümüz taso ortakları olduğumuzdan beraber savaşıyorduk diğer pokemoncularla, neyse plan tıkır tıkır işlemeliydi, onlarında getirdiği paraları elime aldığımda tam 5 cips paramız olmuştu ki bu tam 5 taso demekti.
hemen eyüpü bakkalı oyalamak için yanına gönderdik biz de bu sırada paketleri elliyor ve içindeki tasoları özenle seçmeye çalışıyorduk, 1-2-3 derken 4 tane pakedi seçmiş bir tane daha aramak için sıkı çalışmalara girmiştik, işte tam o sırada bir cips pakedi çok sıkıldığından pat! diye elimde patladı, o sırada bakkal kenan abi hışımla kapının önüne dikildi!
- ne yapıyorsunuz ulan siz pezevenkler?!
o an elimdeki 5 cips (biri açılmış) pakedi ile öylece kenan abiye bakıyordum, abi valla benim suçum değil sıcaktan patladı herhalde diye bir yalan attım, yalanı yemeyen kenan abi elimdeki cipsleri de alarak bunların parasını öde çabuk lan dedi, elimdeki tüm parayı verdim ve oracıkta göt ettim onu, tamam bir daha yapmayın diye yolladı bizi, o seçtiğimiz 4 pakette de taso vardı, orospu çocuğu kenan abinin zorla sattığında ise ash çıkmıştı, bu taso hayat demekti, bu taso varlığımızın sebebiydi, bu taso karizmanın tavana vurması idi, kenan abi istese oracıkta altına bile yatabilirdik, mutluluğumuz o derece idi.
o günden sonra elimizdeki o tasoyu alabilmek için 10 taso hatta ortaya 20 taso bile koyanlar oldu hiç birini kabul etmedik, bu tasoyu hep özenle muhafaza ettik, arada bir ayı şükrüye snorlax tasosu göstererek taşşak geçtik, artık biz mahalledeki taso krallığının tek sahibiydik, kenan abinin açtığı yolda emin adımlarla ilerledik, yeri geldi dayak yedik, lakin cips paketlerini ellemekten hiç vazgeçmedik, bazen bakkala da yakalansan iyi şeyler olabilir sözünü hayat felsefesi edindik...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?