katana

angelus
japon kılıcının dövülmesi saatler ya da günler alan ve kutsal sanat olarak görülen bir işlemdir. tek bir zanaatkâr işinden ziyade, karmaşık hünerler gerektiren farklı sanatçıların yer aldığı bir süreçtir. bu süreçte; kaba şekli döken bir demirci, katlama işini yapan genellikle ikinci bir demirci (çırak), uzman bir parlatıcı ve hatta kenar için ayrı bir uzman yer alırdı. genellikle kın, kabza ve el siperi (suba) uzmanları da işin içine dahil olurdu. imalat aşamasının en ünlü kısmı çeliğin katlanmasıdır. çelik defalarca katlanır, bükülür ve çekiçle düzleştirilirdi. bu işlemler aşağıdakileri sağlar:

metal içerisindeki hava kabarcıklarını yok eder.
metalin bütünleşmesini sağlar, karbon gibi elementlerin yayılmasını sağlayarak efektif dayanıklılığı artırır ve potansiyel zayıf noktaları azaltır.
oluşturulan katlarda, devamlı olarak yüzeye dekarbonize işlemi uygulanıp üst kısmı bıçağın içine geçirerek bıçağın eşsiz ve güzel damarlı yüzeyi elde edilir. genel inanışın aksine katlı yapının, çeliğin mekanik özelliklerini artırdığı tamamen yanlıştır. katlar kaynak noktası gibi etki ederek sadece kılıcın bütünlüğünü zayıflatır.
saf olmayan maddeleri yakarak japon çeliğinin düşük kalitesini artırır, kılıcı saflaştırır ve güçlendirir.
genel inanışın aksine sürekli katlama “süper-güçlü” bir bıçak yaratmaz. saf olmayan maddeler yakıldıktan ve karbon içerik homojen hale getirildikten sonra uygulanan katlama işlemi çok az fayda sağlar ve karbonun azar azar yanmasına neden olur. sonuçta, kenarı daha az tutacak yumuşak bir çelik ortaya çıkar. kat sayısı kılıçtan kılıca değişiklik gösterir. bir düzine kattan daha azına nadir rastlanır ve iki düzineden çok kata sahip otantik kılıçlar tamamen meçhuldür. 12 katlı bir bıçak başlangıçta 4.000’den fazla tabakaya sahip olacaktır. 20 kat ise bir milyondan fazla tabakaya sahip bir bıçak oluşturacaktır. bundan daha fazlası bıçağın moleküler yapısı nedeniyle gereksizdir. hatta bu noktadan önce, daha fazla kat, daha iyi bir kılıç manasına gelmez. karbonun kontrol edilmesinin bıçağın işlevselliği üzerinde büyük etkisi vardır. böylece en iyi sonuçlar genellikle 8-10 kat ile elde edilir.

genellikle kılıçlar, tahta kalastaki gibi damarlar (hada) görünecek şekilde imal edilirdi. düz damarlara masame-hada, tahtaya benzer damarlara itame, budağa benzer damarlara mokume ve eşmerkezli dalgalı damarlara ayasugi-hada denilirdi. üç normal damar (masame, itame ve mokume) arasındaki fark, ağacın büyüme yönüne kesit (mokume), açılı kesit (itame) ve damar boyunca kesit (masame) şeklindedir. en güçlü, güvenilir ve en yüksek kaliteye sahip kılıçlar mino, özellikle de magoroku kanemoto geleneğine göre yapılanlardı. bizen geleneği mokume üzerinde uzmanlaşmıştı. yamato geleneğindeki bazı okullar ise güçlü savaşçıların silahları üzerinde uzmanlaşmış olarak bilinirdi.

japon kılıcının en temel felsefesi tek bir keskin yüze sahip olmasıdır. bu, bıçağın sırtının, keskin kenarı desteklemek için kullanılabileceği anlamına gelir ve japonlar bu gerçeğin avantajlarını tüm yönleriyle kullanmıştır. metal avrupa metodunda soğutulmaz. çeliğin esnekliği ve sağlamlığı ısı derecesine, ne kadar ısıtıldığına ve ne kadar sürede soğutulduğuna bağlı olarak değişir. çelik yüksek bir sıcaklıktan hızlı bir şekilde soğutulursa daha sert ve kırılgan olan martensit hâlini alır. daha düşük sıcaklıktan yavaş yavaş soğutulursa daha yumuşak ve esnek olan perlit halini alır. soğumayı kontrol altına almak için kılıç ısıtılır ve yapışkan kil ile kaplanır. kenar kısmındaki ince bir tabakanın hızlı ancak çeliği çatlatmayacak kadar da yavaş soğuması sağlanır (kılıcın kenarının son derece sert martensit olmasını sağlar). kılıcın geri kalan kısmındaki kalın kil tabakası ise kılıcın yeteri kadar esnek olmasına izin veren daha yumuşak bir çelik için yavaş soğumayı sağlar (sırt ve orta kısmın perlit olmasını sağlar). uygulama bittiğinde kılıç soğur ve doğru sertliğe sahip olur.

zamanla japonlar değişik tip çelikleri kılıcın değişik kısımlarında kullanmaya başlamıştır. örnekler aşağıda gösterilmiştir:

bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol