love actually

bok bocegi
sabun köpüğü gibi bir film.. en yakın arkadaşının karısına olan aşkını ilan ettikten sonra adamın çekip gittiği sahne hariç hiçbir şey kalmamış aklımda.. demek ki çok da dişe dokunur bir film değilmiş(benim açımdan elbette ki)..
eldrun
liam neeson yine mükemmel bir rol kapmış.

filmi izledikten sonra insan gaza gelip platonik aşkına ilanı aşk yapmak istiyor.
bloody mary
2003 ingiliz yapımlı 135 dakikalık bir film..
öyle basit bir romantik komedi gözüyle bakamıyorum bu filme, gelmiş geçmiş en iyi filmlerden biri bile diyebilirim hatta..bunu düşünmemde emma thamspon’ın müthiş oyunculuğunun büyük bir etkisi var elbette, ama oyuncuların her biri rollerini en iyi şekilde yerlerine getirmişler, senaryo da güzel olunca bu film çıkmış karşımıza..
hugh grant’in komik dansları, colin firth’in ağzında bir şey geveler gibi konuşması, ufaklığın aşk hırsı, ve tabi ki en bomba olarak bill nighy’nin unutulmuşlar arasına girmiş olan bir rock’n&roll şarkıcı tiplemesi bizi gülmekten yerden yerlere vururken, aldatılan bir annenin çocukları için ne şekillere girebildiğini, aşık bir kadının hasta kardeşi için yılbaşına nasıl bir hüzünle girdiğini, ya da yılbaşı gecesi bir starın ’sen benim en iyi arkadaşımsın ve seninle birlikte olmak istiyorum’ demesinin bir menajerde -daha da fazlası bir dostta- oluşturduğu tepkiyi gördüğümüzde belki yüreğimiz parçalanır, en azından bunları gerçekten hisseder ve gözlerde bir iki damla yaş belirir..
her izlendiğinde keyif veren harika bir film..
dido’nun here with me adlı parçası film soundtracklerindendir.
crimson
izlediğim en güzel romantik komedilerden biri. özellikle filmin müzikleri ayrı bir boyut katmış olaya. 140 dakika sıkılmadan izledim. güzel, beğendim. afferin.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol