confessions

emma the gold one

- Yazar -

  1. toplam entry 928
  2. takipçi 1
  3. puan 31006

günlük hayatta fonda müzik çalması

emma the gold one
konudan muzdarip yazarın yıllar yılı ’’delirdim mi acaba lem?’’ korkusuna son veren, yüreğine su serpen ally mcbeal ablamızdır. normal olduğunu bir kere kabul eden beyin de salıyor bir yerden sonra vur patlasın çal oynasın. her zaman müzik zevkinize hitap edecek diye bir şey de yok elbette o günlük bilincinizin o güzel altı neyi uygun bulmuşsa onu dinleyeceksiniz kaçışı yok.
saat olmuş 1 sagopa kajmer’den sahibinin sesi çalıyor mesela bende 14-15 saattir.

lost kidy

emma the gold one
kiddy kiddy hallere bürünecek kafada değilim arkadaşım ama tahrik ediyorsun resmen.

’’ahaha şikayet edilip de entrysi silinince çıldırmış yazar’’ bilmem ne diye bikbikbikleme git bir güncel başlıklara yaz yahu... garbage entrylerin işte bok gibi ortada. bunda değişen bir şey oldu mu? olmadı. 1000 kere yazsam ve 1000 kere silinse olacak mı? hayır. hatta iyi ki silindi ki entrymi açma fırsatı buldum ki çok çok açıkça yazmadıkça anlayamadığını fark etmemle hemen hemen aynı ana rastlar. garbage ın açık formu olan entryde bile ’’yeni bir yazar olduğunu...... düşünüyordum ki değilmiş’’ cümlesini bile anlamayıp ’’ahahahaa yeni yazar mı hihihihi’’ diye houstonuma konan bu gence hayatta başarılar diliyor ve işime dönüyorum.

şimdi aklınsıra ayarlaştığımızı falan da düşünüyorsundur sen aydınlatayım: yok o böyle olmuyor. daha hardcore bir tarzım var. acaba uzun cümleler kurduğumdan mı anlayamıyorsun bu sefer de ya? neyse o benim kaygım olmasın artık herkesin bir frekansı var elbette. - ehe ehe ehe yeni yazar mıyım sandın oho oho oho-

lost kidy

emma the gold one
henüz bir saat online süresine erişmeden ahkam kesme cürretinde bulunduğum bilgiç. nickaltı sataşma içeren entrysi ile ilk temasımı sağladığım bu cici arkadaşın yanlış anlamış olabileceğini düşündüm ve kısa bir mesajlaşma oldu akabinde gelip kendisinin tercih ettiği yoldan yani nickaltından da bu alınganlığını duyurdum. burada çençen kendisiyle kapışacak ne vaktim ne sabrım var. bu sebepten wall-to-wall tekniğiyle nickaltlarında koşturmanızı da istemem.

yeni bir yazar olduğunu ve kendisinin de yanlış anlaşıldığını ve fakat ’ben dönmezem yolumdan’lığa bok sürdürmemek isteğinden sürdürdüğünü ve birkaç espriyle kendisinin de fark edeceğini düşünüyordum ki değilmiş. düzenli bir yanlış anlayanmış. kesintisizmiş. istikrarlıymış.

kendisi için yazdığım garbage içerikli entry kişilik haklarına saldırı içerdiği gerekçesiyle silindiğinden bu şekilde -açıkça- tekrarlamak zorunda kalıyorum:

kişiliğini zerre bilmediğimden kişiliği için değil sözlük yazarlığınadır yorumum. garbage entryler yazan garbage bir yazardır nazarımda. (en azından bana okuma fırsatı verdikleri bunlar oldu şu kısa sürede) had meselesine hiç girmiyorum. insaf.

independence savunucuları

emma the gold one
özgür iskoçyaaaaaaa! öhm...

independence mazlum bir ortadoğu adamıdır. ne yazabilir ne fikir beyan edebilir. biz savunucuları olmadan ne halt ederdi bilmiyorum. 6-7 yıllık bir sözlük yazarlığı var hiç yoktan ama olsun olsun hep destek tam destek. ona gönderdiğimiz destek entrylerini engellemeye çalışmak hele de uluslararası -şu güzel ortamda- akılalmaz bir insanlık suçudur. yıldıramazsınız.

(bkz: wacht auf verdammte dieser erde)

independence

emma the gold one
çok sinirbozucu bir pozisyonda bulunan ’yazar’. sözlük sahibi kimliğini yazarlığının önüne koymuyor, deneyimledim. bir saat içinde beş altı başlık altında taban tabana zıt fikirlerle birbirimize verip veriştirmişliğimiz var. arkamdan bir kişi bile ’’hişş şu emma vardı nooldu ona?’’ demeyecek olmasına rağmen beni ne attı ne de negatif bir baskı yaptı.
sinirbozucu kısmı da şu oloyor ki bunu da başka yerde kendisinin pozisyonunda deneyimledim, şimdi bir iki atıştığı biri daha sonra hakikaten kural, konsept ihlali de yapsa şutlayamıyor. yani yapar da hani ’’cevab veremedi attı çocuğu görüyo mısan?’’ olmasın diye... zor döstüm çok zor.

(bkz: şöför yanı mevkiindeki sizin işiniz de zor be abi adamı)

lost kidy

emma the gold one
zannediyorum ki oturup kendisini okuduğumu ve ne tür bir mal olduğunu sorguladığımı düşünen bilgiç. hayır arkadaşım ne tür mal derken sizden söz etmiyordum alınganlık buyurmuşsunuz.

kendisinin de belirttiği gibi israil bir insanlık suçu işliyor. bunu yardım gemisine saldırmadan önce de işliyordu. eleştirilmesi gereken şu anki hükümet politikasıdır. fakat önceden eleştirmeyen insanları da şimdi canları yandı da ağlıyorlar diye yermek çok saçma olacaktır zira kimse de ne zaman tepki göstereceğini ne zaman ve nerden hangi yolla yardım edeceğini bize soracak değil.

duyarsızlığı ve ayrıca sistemik aklamayı cahilce destekleyenleri eleştiren insanları ise sağduyulu olmamakla suçlamak yanlışın altını kırmızı kalemle çizmektir.

arz ederim. tanışmış oldum.

gök rüzgarları operasyonu

emma the gold one
kocaman bir medya desteğiyle mazlum ve saldırganın yer değiştirdiği dünyadan destek gören -vurun hamaslı terörist ibnelere-ile karşılanan operasyon olmuştur. dünya kapitalini yöneten adamlar olduklarından aldıkları medya desteği şaşırtıcı değil. bbc ve cnn in yayınları yoluyla olaylardan bihaber dünya insanlığı manipüle ediliyor. şu tip argümanları var:
- biz size gelmeyin dedik.
- madem barış gemisiydi niye kontrol etmelerine izin vermediler?
- ama gemide silah vardı netekim israil komandoları ciddi biçimde yaralandı.
bla bla bla

sanki ne yapacağımızı onlara sormamız gerek. sanki yükünüz nedir diye soran oldu. sanki adamlar yanlarındaki adam helikopterden inen askerce vurulurken armut toplayacaktı? bu salak eleşirilere cevap vermek bile yersiz de yazının girişi, gelişmesi olsun diye yazıyorum.

beni asıl şaşırtan videoları izleyen, gemi daha oraya gitmeden yükünden(ki yardım malzemesi diye basbas bağrınıldı destek istendi) haberdar olan türklerin herkesten çok israil savunuculuğu yapması. lan ne tür bi malsınız siz ya?! yahu demiyorum ki israil düşmanı olunsun demiyorum ki savaşlar çıksın en antimilitaristiniz benim zate de gözünüzü de bu kadar kapamayın bu kadar yavşak olmayın.

edit: ermeni diasporasından da türkleri bir kez daha suçlamak yoluyla destek görüyor. türkler önce kendi bloody past lerinin özrünü dilesin diyorlar... yahu şu insanları gidip rahatlatmak istiyorum müsterih olunuz sizin uğraşmanıza gerek yok burda sizden daha başarılı arkadaşlarımız var.

büyük ev ablukada

emma the gold one
turgut uyar’ın süpersel şiirlerinden biri ve bunu kendine isim etmiş kaliteli grup.

şiir için aşağı ininiz;

......(ekmek vardı tereyağı vardı utanılacak bir şey yoktu
......bir şey daha yoktu ama kavrıyamıyordum)
işte böyle olmak en iyisidir olmakların
bir küçük çocuğu tuttum otobüsten indirdim
......(indirmiştim
......yok olan önemli bir şeydi allah kahretsin)
tüm kavgasız tüm duruk tüm başıboş
üç sayı kötü bir sayı iyi şiir dinledim
çıkıp okudular durup dinledim
bitmeseydi daha dinlerdim kötü mötü
saat kaç diye sordular birisi beş yani dedi
......(ha kavgada ha aşkta
......bu gök bomboş ha kavgada ha aşkta)
göğe baktım yerli yerinde
haydutlar dalavereciler yerli yerinde
vurguncular hayınlar vurdumduymazlar öyle
iyi dedim içim rahatladı
düzen bozulmamış dedim sevindim
tenhaca bir bölgelerinden şehre girdim
......(ben herkese varım
......başka türlü olmuyor inanmayın)

bakın bu şehri ben kurdum ben büyüttüm ama sevemedim
......(ekmek vardı tereyağı vardı söylemiştim önemlidir
......utanılacak bir şey yoktu kime anlatmalıyım)
ben sevemezsem sevmek kimselerin elinden gelemez
bizi tutkulara çağırdı otobüse sosise buzdolabına
telefona sinemalara radyolara bir sürü kancık sevdalara
sürü sürü mutsuz alışkanlıklara
yalana dolana itliklere keten elbiselere
......(sonra karısı öldü o çocuğun
......yalnızdı güçsüzdü herkesler gibiydi
......kirlendi kötülendi sarhoşladı pis karılara dadandı
......anladık onu ölenden başkası kurtaramaz
......ölen de kurtarmamıştı)

bak ben seni nerenden kurtaracağım şaşacaksın
şimdi bu taşları biz çektik değil mi ocaklardan
bu asfaltı biz döktük biz onardık değil mi
bu yapıları oniki kat yapmak bizim aklımızdı
biz kurduk istersek umursamayız ya
......(abluka burada başlıyordu çünkü)
ekmek yiyelim tereyağı yiyelim çocuk büyütelim
sen beraber yatacağımız yatakları hazırla
sen bir onu yap yeter bak göreceksin.

en çirkini güzellerin

emma the gold one
çok lezzetli büyük ev ablukada şarkısı.

benden iyi, benden uzak bir yer bulamam
ne kadar koşsam o kadar iyi ama hiç engel olamam
ben iyi ben kötü; ben en çirkini güzellerin
benden iyi, benden uzak bir ben bulamam

benden iyi, benden uzak bir yer bulamam
ne kadar yoksam o kadar iyi ama görünmez olamam
ben iyi ben kötü; ben en çirkini güzellerin
benden iyi, benden uzak bir yer bulamam

emma goldman

emma the gold one
’güzellik nedir?’ adlı yazısından;

’’her şeyin olur da, güzelliğin resmi ideolojisi olmaz mı? oluyor elbette...

hemen hemen tüm kadınlar, moda dergilerinin sayfasını süsleyen güzeller, fabrikadan çıkmışcasına, bir birinin kopyası. ve hep aynı, belirlenen(ince bel, uzun bacaklar, dolgun gögüsler vb..) ölçülerle sunuluyor. bununla da kalmıyo...r, günlük haber gazete ve dergilerin de, hatta ve hatta "entelektüel" sanat dergilerinde de, erotika adına, playboy edebiyatı yapılıyor, "kusursuz" hetero güzellik sergileniyor. bu olayın, cinsiyetçi yanı bir tarafa, bir de faşizmle örtüşen ırkçı yanı var.

"zevkler ve renkler tartışılmaz", denerek de, bu banal liberalizmin ahlakı örtbas edilmeye çalışılıyor.

her bireyin bir güzellik anlayışı vardır elbet. erotikası da kendisini ilgilendirir. ama, bunu, resmi ideolojinin değirmenine su taşırcasına yayımlarsa, elbette tartışmak da kaçınılmaz olacaktır. bu, genelde kadın güzellik anlayışının, eski çin’deki anlayıştan bir farkı yok. o zamanlar, kadınların ayaklarını küçük olsun diye, zorla bağlayıp sakatlıyorlardı, şimdi de, moda sektörünün arkasındaki (çoğu erkek) beyinler, kadınları, cinsiyetçi ideoloji ve onun beğeni kalıpları ile sakatlıyor. kadının, ayağının küçüklüğüyle, güzelliğinin kıyaslanması da bir başka saçmalık!!! dadaizm, sürrealist akım gibi geleneklerden öğrenecek çok şey var, verili kalıpları sorgulamak ve parçalamak için. faşizm, sırf milliyetçi ve ırkçı değil, aynı zamanda da cinsiyetçidir. kendilerine dönüştürücü misyonu biçmişlerin, kültürel faşizmi beslemede daha titiz davranmaları gerekir.’’

dogs were barking

emma the gold one
gogol bordello’dan tam şenlik şarkısı, ama böyle aslında başkalarının zoruyla bulunduğunuz size ait kutlamalar için özellikle. düğününüz mesela... en çok siz eğlenirsiniz o zaman maymunlar köpekler ve ayılarla. sözleri de vereyim de oynayalım ukrayna kolbastisu:

dogs were barking, guests were parking
and my wedding was about to start
dogs were barking, monkeys clapping
then i got up on table and i said:
i’ll meet you 10:45 on the broadway canal
in a disco-radical-transglobal...
vyderzhit li, vyderzhit li apparatura?
comanja cooking up the original mixtura
s ulitzy do ulitzy the brilliant bassura

nasha mama---diaspora!!!
papa v gogol bordello!!!
energija probuzdenija i ja!!!
dogs were barking, monkeys clapping
bears were dancing and girls were cutting loose
cops were lurking, kids were snarkling
then her father came up to me and said:
vi bivali kogda-nibud na vistavke sobak?
she was a 5-45, nashe delo tabak...
da ja zhe starij dobrij opta-hotza-htzulo-dzigit!
govorjat prosto bolnoi, da nichego zhe ne bolit!
nasha mama---diaspora!!!
papa v gogol bordello!!!
energija probuzhdenija i ja!!!
remember things, things that are eternal...
remember things...you forgot those things
nelzja ponjat, nelzja izmerit,
tolko prossat’, i tolko vyt’!...

to make it all even more crooked
is impossibility of suicide
you pull the trigger, yet you are still standing...
just somewhere else, but with same dick in your hand.

and dogs were barking, and the guests were parking
and the monkeys clapping and girls were cutting loose
thinking of things, things that are eternal,
when her mother came up to me and said.
dogs were barking, cops were lurking
and my dancing was about to start!
monkeys clapping...
...party!

...davaj tovarisch, like tovarisch would...

ı met a crazy dancer,
a party tabashi
she held me by the hair, ı held her by the ass
...nananana...
she was a crazy dresser...
...nananana...
she was a crazy dancer

baja kuka napade original mixtura
s ulitsy do ulitsy to brilia bazhura
beat fun cool feel extoura
vyderzhit li vyderzhit apparatura!
...nananana...

and the dogs were barking, and the guests were parking
and the monkeys clapping and girls were cutting loose
thinking bout things, things that are eternal,
when her mother came up to me and said.
dogs were barking.

ps: doğum günümde zorla çaldırıp söylememin yukarda bahsettiğim mevzuyla bi’ ilgisi yok, şimdi aklıma geldi. ahauahau

burn

emma the gold one
aşkım, tatlım, hanin elias’ın yakıcı parçası. sözler için eğiniz kafanızı;

why do i have to hurt you ?
i know - you want me too
i didn’t know i could act that way
you hated it but now you stay

spirals have to return for you
we just act and react - it’s true
the same movie every day
i play with your life and throw it away

i want - i want - i want you to...
i can make you feel good just like you did
i want you to burn

every little piece of me is programmed
for your suffer
i can’t fight it - divide it !

explosions of cold distanced fire
ıf i’m like this - you glow and admire
something’s burning and eats me alive
i see you and it cuts like a knife

i want - i want - i want you to...
i can make you feel good , just like you did
i want you to burn
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol