confessions

mesudiye

- Yazar -

  1. toplam entry 95
  2. takipçi 1
  3. puan 6471

kürt damarı

mesudiye
atatürkün bize armağan etti cumhuriyetimiz için bir başka büyük tehlike. kürtçülerin uydurması.

biri yazılı bir kaynak getirsin desek yok. ne zaman damara sahip oldu lan bu kürtler. böreği kürtleştirdiler utanmadan damarları da kürtleştirmeye çalışacaklar. bunlar yarın öbür gün bakalım kürt ön adlı ne uyduracaklar merak ediyorum.

ama korkmuyorum bunlardan. ne kadar uğraşsalarda benim kürt kardeşlerimin vücudunda öz be öz türk damarı var.

ben de kürdüm ama

mesudiye
aptalca bir söylem. "kürdüm" sonrasında gelen "ama" ile öncesinde söylenen "kürdüm" ifadesinin yumuşatılmasını hedef alır. ama çoğu kişi bu yumuşatmanın farkında değil.

"ama" ne lan. neden korkuyorsun kürtsen kürtsün. kime neyi ispat edeceksin. pkk’li olmadığını mı?

sen kendinden korktukça kimse sana güvenmez zaten. sen "ama" lı ifadelerle kendini tatmin et dur. ez kurdim diyeme.

ilahiyat

mesudiye
okuyana en faydalı yönü bence islam düşünce tarihi üzerine bir şeyler öğretmesi. farabi’yi, gazali’yi sadece isimlerini duymaktan öte bilmek özellikle bir müslüman için oldukça yardımcı hayatında.

pkk

mesudiye
yıllardır bu örgüt hakkında bitmeyen bir hikaye var. neymiş kürtlerden de tepki görüyormuş.

ya arkadaş esnaf orada "edi bese" demişse bu o eyleme bizzat destek vermektir. "edi bese" bu ülkede bazı insanlar için sadece "artık yeter" demek değildir.

fay hatlarının varlık amacı

mesudiye
daha önce de söyledim sorgulayan nesli severim. her ne kadar başlığı açan mümtaz arkadaş amacının ilahi bir gücü sorgulamak olmadığını söylese de bu da mümkündür. bazen ilahi bir güce sorgulayarak da ulaşılabilir.

gelelim asıl konuya fay hatlarının amacına. bu konu da pek konuşmaya hakkım yok nitekim aldığım eğitim genel kültürüm buna müsait değil. ancak yaratanın merhameti fay hatlarından yola çıkılarak sorgulanacaksa buna bir şeyler demem mümkün olabilir.

efendim deniliyor ki bağışlaması bol rabbimiz kulunu bu kadar çok severken neden kuluna böyle bir felaket yaşatıyor. efendim bir laf vardır deprem öldürmez çürük bina öldürür. bakıyorsun deprem bölgesine çürük yapı çökmüş, aynı yerde sağlam yapı sağlam ya da can kaybı yaşanmayan bir şekilde hasarlı. bu durumda zalim olan "ol emriyle" depremi olduran rab mi yoksa daha fazla kazanma hırsıyla demirden çimentodan çalan kul mu.

bugün kimi ülkelerde neredeyse 10 şiddetinde depremler yaşanırken ölü sayısı birkaç kişi ile ifade edilirken sen ülkende 7 şiddetinde bir depremde binlerden bahsediyorsan bunun suçu sende mi depremde mi?

bugün statlar en kötü 9 şiddetinde depreme dayanıklı şekilde inşa edilirken evler neden ufak bir depremda güven vermez.

evet eğer bahsettiğimiz rab kuran ın bize bildirdiği rab ise, kuran yeryüzünün sallanmasının, yeryüzü üzerindeki canlıların (mesela arıların çiçeklerden bal toplamasını) allahı tesbihat olarak nitelendirir.bunlara inanmak zorunlu değil ancak kuran eksen bir inancınız var ise böyle felaketlerde rabbin merhametini sorgulamak yerine (ki sorgulayabilirsiniz de) çürük binaya sebep olanı sorgulamak çok daha doğru olur bence.

daha fazla kazanmak uğruna insanlara çürük evleri teslim edenleri, maun suresi ve tekasür suresi açıkça uyarıyor. ben müslümanım diyen bir mimar ya da müteaahit allah’ın uyarısını dikkate almıyorsa depremlerde yaşanılan can kaybı allah’ın suçu değil kulun yanlışıdır zannımca.

türklerin kürtlere yardıma koşması

mesudiye
90’lı yıllar boyunca yaşadığımız köyler, şehirler dar edildi bizlere. kimimiz yakılan bir köyün çobanı, kimimiz faili meçhulun eksik olmadığı şehrin sakiniydik.

bir ateş çemberi içinde yaşama tutunmak lazımdı. çocuklar babalarının öldürülmesine şahitlik ederken göç olgusunu tanıdı kürtler bir anda. binlerce yıllık tarihlerinde yaşadıkları onca acıya rağmen topraklarını terk etmeyen bir halkın torunları ya zorla göç ettirildi ya da kendi gitmek zorunda kaldı batıya doğru.

istanbul, izmir, adana, mersin, ankara, manisa ve diğer iller kürtleri tanımaya başladı. batı insanına göre türkçesi kötü tuhaf giyimli insanlar sarıyordu şehri. bir bakıyordu mersinli sabah uyandığında evinin yanında bir gecekondu ve içinde kürtler.

işte böyle bir ortamda kürtlere kucak açtı batıda türk komşuları. yeni gelen bu insanları kendi bünyesine katmakta zorlanmadı türk halkı. bu toprakların tarihsel birikimine ters olurdu aksi davranış.

siz sanıyor musunuz ki bugün vandaki depremzedelere yapılan yardımdan küçük bir yardımdır yeni komşulara yapılan yardım.

evet yıllarca devleti eleştirdik. ama türk halkı hiçbir zaman kürtlere ırkçılık yapmadı birkaç kendini bilmezin dışında. dün yeni komşusuna sahip çıkan türk bugün vandaki depremzedeye de el uzatıyor. işin aslı bu.

aksi olsa kürtte elindeki verir. yıllardır bunu diyoruz sorun halklar arasında değil. sorun yok sayılan bir halkla onu öz kimliği ile kabul etmeyen devlet arasında. türklerin kürtlere yardıma koşması o yüzden hiç şaşırtmıyor beni.

bdp nin eğitimi boykot etmesi

mesudiye
sanki sene boyunca okula gitmeyin denmiş çocuklara. okulun ilk haftası kansız, şiddetsiz bir eylemle sesinizi duyurun denmiş, insanlar da duyurmuş.

ha sanki o ilk hafta eğitimin can alıcı haftasıydı. ilk hafta adı üstünde ders olmaz, düzen kurulmaya çalışılır. işte bu düzensizlikte halk sesini duyurmuş vekilleriyle beraber. almanya da türklere anadilde eğitim isteyenler ise yine çemkirmiş bu fikre.

insanı yaşat ki devlet yaşasın

mesudiye
şeyh edebaliye ait bir söz. devletin devamlılığın baskı ile değil, insana hizmet etmesiyle, insana saygı duymasıyla mümkün olduğunu ifade eder benim için.

öyle sen kürt, sen alevi, sen müslüman, sen azınlık demeden adalet devleti olmayı salık verir. yoksa birgün yıkılır devlet arkasından bir 600 yıl hüküm sürdük der salya sümük tatmin olursunuz.

bdp nin eğitimi boykot etmesi

mesudiye
yine kör bir bdp düşmanlığı ile açılmış bir başlık.

bdp’nin boykotu eğitime değil, kendi dilinde eğitim alamamaya, başka bir dilde eğitimi dayatmaya, kişinin kendisine yabancılaşmasına neden olacak eğitimedir.

karşı çıkanlar bdp cahilliği dayatıyor diyor, ama şu bilinmelidir ki alınan eğitimden en iyi faydalanma yolu da kendi dilinde eğitimdir.

peşin edit: fethullah bey de son açıklamalarında anadilde eğitime yeşil ışık yaktı sayılır. bence kısa süre sonra hükümet olumlu adımlar atabilir. şimdiden hazırlanmalı hazımsızlar.

bu bir savaş her iki taraftan da ölenler olur

mesudiye
başlık o kadar art niyetli açılmış ki zaten kendini belli ediyor. bir de başlık içinde bdp’li belediyelerin depreme yönelik çalışmaları sorgulanıyor. olsun sorgulayan nesli severim.

ne mi yapıyor şu an bdp. daha henüz yardım nedir görmemiş olan van’ın köylerine nusaybin, cizre, yüksekova, batman, siirt, diyarbakır, patnos, diyadin, doğubeyazıt belediyeleri el uzatıyor. memleketim olduğu için akrabalarım orada olduğu için biliyorum neyin ne olduğunu, birileri olmasa oralarda güveneceğim ankarada tv başında gördüklerimle yetinirdim. ama tv de gördüğünüzle sınırlı değil selahattin demirtaşın pazar akşamından bu yana gitmediği eliyle yardım uzatmadığı van köyü yok şu an. bütün bu yardımlar bdp belediyelerden van halkına geldi.

elbette gerek şişli’den gerekse memleketin diğer köşelerinden gönderilen her paket, uzatılan her el değerli ama diğer taraftan bdp bir şey yapmıyor demek anlamsız.

her fırsatta bdp’ye çakmak üzere kurulmuş bir kişilikle bu başlıkta konu edilen sözü sağlıklı bir şekilde tartışmak namümkün.

bu bir savaş her iki taraftan da ölenler olur

mesudiye
bakıyorum söyleyen kişinin siyaset yaptığı yere göre tepki veriliyor yine. ne demesini bekliyorsunuz insanların. asker olunca şehit pkk üyesi olunca leş mi denilsin istiyorsunuz.

insan öldükten sonra üzerindeki üniformanın bir önemi kalmıyor. gençler kahrolası bir mayın, kurşun ya da başka bilmem neyle vurulup yere düştüklerinde maalesef ölü gençler oluyorlar.

asker ya da pkk üyesi, farketmiyor aslında cansız bir gencin bedeni ister asker olsun ister pkk üyesi anneler tarafından aynı şekilde hissediliyor. adına evlat acısı deniliyor bunun. bir annenin artık yaşamasının bir anlamı kalmıyor bu acıyı yaşayınca.

ne diyelim annelere sen asker anası senin oğlun kahraman, diğerine senin oğlun teröristti şimdi bir leş mi oldu diyelim.

yıllarca kürtlere haklarını vermemek için direnip bu acıları yaratanlar bugünde ölüler üzerinden nemalanarak acıyı derinleştirmek istiyorlar. savaş bitmesin diyorlar ve bu yüzden başkalarının da canının yandığını düşünmek istemiyorlar, dile getirene ağzına geleni söylüyorlar.

çünkü buna ihtiyaç var toplumdaki fakirliğin, eğitimsizliğin, sağlıksızlığın, adaletsizliğin derinleşmesi için savaşa ihtiyaç var.

bu yüzden de asker annesine senin oğlun kutsal bir ölü diyorlar. diğer taraftan bir vekil ölümün sadece bir yerde yaşanmadığını karşı tarafında acıları olduğunu dile getirdiğinde saldırmakta gecikmiyorlar.

evet bu bir savaş ve her iki taraftan ölenler var maalesef. ve bu gençler vurulup yere düştüklerinde üzerlerindeki üniformanın bir anlamı kalmıyor onlar ölü gençler oluyor. bıraktıkları acı da aynı.

evlat acısı...

şener şen

mesudiye
onlarca farklı rolü oynayıp hepsinde de müthiş performans gösterebilmiş türk sinemasının tartışmasız en özel ismi. meydanın recep ivediklere kaldığı şu dönemlerde değeri daha da iyi anlaşılması gereken kişi.

şehit kavramının ayağa düşmesi

mesudiye
maalesef günümüzün bir başka acı gerçeği. efendim aldığım eğitim gereğince şehitlik mevzusu son 17 senedir gündemimdedir. sanırım bu gidişle ömrümün geri kalan kısmında da beni meşgul edecek bir konu olacak. böyle bir durumda şehitlik kavramı ile ilgili bir şeyler söyleyebilecek olmam zor bir şey olmasa gerek.

sevgili okuyucularım şehitlik kavramı kuran-ı kerim’deki temel kavramlardan biridir. hani bugün sıkça atılan bir slogan var "şehitler ölmez" şeklinde. esasında bu da kuran ayetlerinden çıkarılan bir sonuçtur. nitekim allah kuran’da şehitlerin ölmediğini söylemektedir. merak edenler entryi okumayı bırakarak gerekli ayeti bulabilirler, her şeyi benden beklemeyin.

neyse konuya dönecek olursak islam dininin ana kaynaklarına baktığımızda şehitlik allah yolunca malıyla ve canıyla cihad edenlere verilen bir şerefli bir sıfattır.

ama bugüne bakıyoruz adam içkili araç kullanıyor, haliyle kaza yapıyor vefat ediyor. işte bu kişilerin resmi bir görevi varsa hemen şehit ilan ediliyorlar. sonra da şehitliği (tövbe, haşa) aşağılayan benim gibi insanlar ilan ediliyor.

bir laf vardır "cennet ucuz, cehennem lüzumsuz değildir" şeklinde. aynı şeyi şehitlik için de söylemek mümkün. önünüze her gelen rahmetliyi şehit ilan etmekten vazgeçin artık. sanat şehiti, devrim şehiti. trafik şehiti gibi çeşitlilikler ancak kendinizi kandırmaktır.

şehit dili ve edebiyatı bölümü

mesudiye
akademik olarak henüz varolmayan bir bölüm. ancak akademik olarak olmamasına rağmen güzel memleketimizin güzel insanları içinde bu dilin ve edebiyatın seçkin temsilcileri bulunmakta.

buna istinaden konuyla ilgili kişi ya da kurumların bir an önce üniversitelerimizde bu bölümleri faaliyete sokmaları oldukça yerinde bir icraat olacaktır. böylelikle keşfedilmeyi bekleyen nice yetenek kendini daha iyi ifade edecek. buradan akademik başarı ile mezun olanlar özellikle siyaset kurumuna faydalı olacaklardır.

gözyaşı geceleri düzenlendiğinde şehit temalı şiirler daha gözü yaşlı okunabilecek, gençlerimiz daha militaristleşebileceklerdir.

ders kitabı okuyarak siyaset bilimcisi olmak

mesudiye
maalesef acı bir türkiye gerçeği. meb onaylı lise felsefe kitabı okuyarak filozof olduğunu sananların var olduğu bu ülkenin bir başka acı gerçeği daha.

bu sanrıya kapılan zevat genellikle siyaset bilimi ya da uluslararası ilişkiler diploması sahibi genç zevat.

sınavları geçmek için okuduğu notlardan başka bir şeyle haşır neşir olmamış. tarih bilgisi inkılap tarihinin ötesine geçmemiş olan bu kişiler bir konu olduğunda sanki bir siyaset bilimcisi edasıyla ciddi konuşmakta farkında olmasa da komik duruma düşmekteler.

ne biliyorsun lan gerizekalı konuş hadi libya hakkında desem "ya işte kaddafi diktatör rererö" diyen bu tipler için ne desek boş siyaset bilimcisi edasıyla konuşmaya devam edecekler.

bu işe bir ömrü adayıp kendini bu bilime adayanlar bile mütevaziliği elden bırakmayıp kendilerine siyaset bilimcisi demezken bu yeni yetme mezunları görmek çok üzücü.

edit: bir de bunların sosyoloji diploması sahibi olup kendini sosyolog zannedenleri var ki onlar bir başka başlıkda irdelenmesi gereken yaratıklardır.
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol